Zeynep @Heal&More®

16 Haz 20202 dk.

Kaygıların ve Bel Ağrın

En son güncellendiği tarih: 15 Eki 2023

Dünyaya geldiğim anda

Yürüdüm aynı zamanda,

İki kapılı bir handa

Gidiyorum gündüz gece…

Bu dizelerden önce diyor ki Aşık Veysel, “Bilmiyorum ne haldeyim”…

Dikkatini tamamen yola veren yolcu, yolculuğu kimin yaptığını unutur. Dünyaya geldiğinden beri yürüyen, yetişen, koşan, taşıyan vücudun gün gelir yorulur. Sorsan, zihnin “kimse benimle bu yükü paylaşmıyor ki” der, yoluna devam eder. Belki bilir de bilmezlikten gelir; yükü seve seve yüklenen, her yeni sorumlulukta hayatı daha “kontrolü altında” hisseden, üstelik buna “ihtiyaç duyan” kendisidir.

Fakat vücut bunun için yaratılmamıştır. O zihinsel yükleri ve/ya duygusal yükleri her ne pahasına olursa olsun taşıyan zihnin yüklenicisi olmak için verilmemiştir insana. Dünyadaki en büyük mucizelerden biri olarak var edilmiştir ve gereken saygıyı, ilgiyi, şefkati görmeyi hak eder; emanet edildiği kişiden yani senden.

Sorumluluklar, kaygılar, kırgınlıklar, pişmanlıklar, endişe, geçim sıkıntısı sırtına yüklendikçe, zihnin ve duyguların kadar vücudun da yorulur. Ve eğer kendini dinleyemez, dinlendiremez, içindekini paylaşamaz ve/ya etrafında kimse olmadığında kendi kendine şefkat gösteremez isen, yüklerin bir zaman sonra seni hareket edemez hale getirebilir.

Harvard Üniversitesi Tıp Okulu, psikolojik baskıların özellikle bel ağrısını ve ağrı seviyesini doğrudan etkileyebildiğini belirtmiştir[1]: kaygılı, en kötüsünü bekleyen bir ruh halinin; beyin kimyasını (özellikle dopamin hormonunu) etkileyerek, kasları geren stres seviyesini arttırdığını bu gerginliğin ağrı olarak vurduğu bölgenin genellikle bel bölgesi olduğu ortaya konulmuştur. Benzer şekilde, ağrı devam ettiğinde, ilgili beyin aktivitesi "ağrı" devrelerinden duyguları işleyen devrelere geçer. Bu yüzden anksiyete gibi duygular, kronik sırt ağrısında genellikle büyük rol oynar.[2] İngiltere sağlık bakanlığı tarafından yayınlanan bir çalışma ise, kişilerarası çatışmalar, iş stresi ve sosyal ret gibi duygusal zor deneyimlerin; özellikle bel bölgesinde kronik ağrıya katkıda bulunduğunu göstermektedir.[3]

Ağrının yol açtığı uyku sorunları endişeyi, endişe stresi, stres ise kaslardaki gerilimi arttırarak ağrıyı tetikleyebilir ve bu içinden çıkılamaz bir döngüye dönüşebilir.[4]

Elbette ki bunun çaresi sorumsuzluk değildir. Ama vücuduna onu anladığını ifade edebilirsin. Harvard Tıp okulu dahil bir çok kuruluş özellikle farkındalık çalışmalarının omurga da oluşan ağrıları azaltmaya yardımcı olduğunu kabul etmektedir.[5] Farkındalık çalışmalarının bir çok çeşidi vardır. Dilersen bunlardan biri olan Organic Intelligence® ile yol alabilirsin. Bedeninle bir düzlemde iletişim kurarak ona durumun farkında olduğunu, çözmek için yardımcı olmak istediğini anlatabilir, hatta onu dinleyebilirsin.

Eş zamanlı olarak refleksoloji ile sırt kaslarına ulaşan sinirler vasıtasıyla onların ihtiyacı olan verimli kılcal damar dolaşımını sağlayabilir, bu şekilde kasların bel omurlarına yaptığı baskıyı dengeleyebilirsin. Leğen kemiğinde yer alan iç kasların da dengeli kasılması ile bele olan yükü azaltabilir, bağ dokularındaki yük dağılımını dengeleyebilir, sürdürülebilir bir konfor sağlayabilirsin.

Şimdi, eğer;

Derdini en iyi sen biliyorsan,

Kendin için bir şey yapmaya hazırsan,

Ve şimdiki halinden daha iyi olmakta bir sakınca görmüyorsan,

Hatta çok iyi olmayı hak ettiğinin farkındaysan;

Senin için bu yolculuğa çıkmanın vakti gelmiş midir?

Kaynaklar

[1] https://www.health.harvard.edu/blog/psychology-low-back-pain-201604259537
 
[2] https://www.health.harvard.edu/blog/psychology-low-back-pain-201604259537
 
[3] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4369787/
 
[4] https://www.spine.org/KnowYourBack/Conditions/Other/Back-Pain-and-Emotional-Distress
 
[5] https://www.health.harvard.edu/blog/psychology-low-back-pain-201604259537

    1000
    16