Bir danışanımın beklenmedik zamanlarda gelen dalgınlık, unutkanlık, ağırlık çökmesi, çok yorgun ve tükenmiş hissetme durumları için çözüm istedi. Yaşından erken yaşlandığını ve bu nedenle unutkanlık ve dalgınlık başladığını sanıyordu. Gece uyuyup da dinlenemiyordu, gece uyumaya zamanı olmadığından değil, yastığa kafayı koyduğu anda zihni susmadığı için.
Tüm kurumun yükü sırtındaydı zaten nasıl uyusundu. Herkesin derdini dinleyip gerçek çözümler üretmesi gerektiği için kendisi dışında bir sürü kişinin dertleri konuları sürekli zihnindeydi. Seanslarda beyin ve tüm sinir sistemi üzerindeki yük fazlalığının yine sinir sisteminin yardımıyla nasıl atılacağı üzerinde çalışıp bunu deneyimlemeye başladı. Bir taraftan bitmek bilmeyen talepler ve özellikle Sonbahar ve Kışın artan tempoyla sorumluluklarını yürütmeye devam ediyordu tabii. Esas engellerden biri, insanların sorunlarını çözmeye kendisini fazla kaptırıp vücudundan ve bizzat kendi zihninden gelen yardım çağrılarını duyamaz hale gelmesiydi. Benden seans isteme sebebi de zaten “kendi ihtiyaç duyduğu dengeye kavuşmak”tan ziyade tüm kurumun dertlerini eskisi kadar hızlı ve kolay çözemediğini fark edip eskisi gibi olmak istemesiydi!
Kafası duramadığı için, kaslarının ortada bir sebep yokken gereğinden fazla kasılı kalması düşüncelerini ve duruş şeklini bozuyordu. Bedeni yakıtı nereye yetiştireceğini şaşırmıştı. Yüksek bir yetkiye sahip olmasına rağmen bu hayatını kolaylaştıracağına daha da zorlaştırmıştı, çünkü insanlara ve işine değer veriyordu. O başardıkça insanların beklenti ve istekleri artıyordu, onun sorunları temizleme hevesini gören insanlar, çözmesi için daha çok kaos getiriyordu. Gerçek içten gülmeyi unutmadığı için şanslıydı, ama az gülebildiği için toksinler ağır basıyordu. Beynine ve sinir sistemine, ihtiyacı olan nefesi sağlayamıyordu, aldığı oksijen yetmiyordu. Kendisini kanıtlamaya o kadar kaptırmıştı ki nefesinin az geldiğinin farkında değildi.
Bir sıkıntı içindeyken bu durumun hayat boyu süreceğini zannedersin.
Çok defalar sayısız çıkmazdan kurtulmuş olabilirsin ama onların hepsi unutulur. Zihnin sana rahat vermek bir yana, durup dinlenmen ya da uyuman gereken zamanda bile artık hiçbir gündemi kalmamış konuları tornavidayla kurcalar durur. Bedenin sıkışmış, tükenmiş, yetersiz, yorgun hissettiğinde zihnin ya seni uyanık tutmak için sorunlar çıkarır, yangın üstüne yangın yolundan gider ya da pes eder ve yavaşlar. Ya savaş halindesin ya da bitap düştün, duyduklarını anlamakta zorlanacak kadar hem de.
Seanslarda zihninin ötesinde yetki ve otoriteye sahip olan sinir sistemi merkezleriyle çalıştım. Ancak bu tek başına yeterli değildi. Refleksoloji ve Organic Intelligence metodlarınnı ortak yanı, bedenin ve zihnin kendi kendini onarma gücünü aktive etmesidir. Düşüncelerdeki sarmalları düzeltmek bir yere kadar rahatlatır, o kargaşanın beynini nasıl doldurduğunu görüp kaynağından temizlemek amaçladığım yoldur. Bu danışanımda sinir sisteminin yanı sıra Akciğerlerinin ve Karaciğerinin de dengesine odaklı çalıştım. Her ikisinin önemi ve görevleri saymakla bitmez. Mesela ikisi de damarlarındaki kanın temiz ve sağlıklı olmasını sağlar. Dosyalar, sorunlar ve sorumuluk dağılımı karışmış roller arasında boğulmuş bir zihnin o kapalı odadan çıkabilmesinin ilk adımı bu oldu. Merkezlenereke geçirdiği dakikalar saatler, saatler günlere döndükçe o da kendisini yeniden buldu. Elbette bu uzun bir yolculuk, ama yol keyifli olduktan sonra mesafe kısalıyor.
Senin de bu adımı atma şansın, istediğin her zaman var!
Kommentare