Doğduğundan beri bir şeylerin peşinde koşanlardan mısın sen de? Rüyasında bile bir şeyleri halleden, bir durumu “en verimli” haliyle yoluna koymadan içi rahat edemeyenlerden misin? Öngörüsü kuvvetli, zekası pratik, eli becerikli, dili yılana deliğini bile unutturacak kadar mahir olanlardan mısın? Kendini başarabildikleriyle tanımlayan, işleri halletmekten adeta zevk alan, dur durak tanımayan, aklı her işe “nasıl hallederim” diye yaklaşanlardansan, bu yazım senin için!
Tut ki deniz kenarında duruyorsun. Vakit akşamüstü olmuş. Gökyüzü tablo gibi, pembe, mor, turuncu... Dalgalar gelip gidiyor. Bulutlar dağılıyor. Kuşlar uçuyor. Manzara sürekli değişiyor. Bir senin içindeki hisler, sanki demir atmış gibi olduğu yerde çakılı duruyor. Bin bir yol düşünüyorsun güya ama aslında bir arpa boyu bile gidemiyorsun; çözüme bir türlü varamıyorsun.