top of page

BAĞ'ımlılık

Güncelleme tarihi: 12 Ağu 2023

Tut ki deniz kenarında duruyorsun. Vakit akşamüstü olmuş. Gökyüzü tablo gibi, pembe, mor, turuncu... Dalgalar gelip gidiyor. Bulutlar dağılıyor. Kuşlar uçuyor. Manzara sürekli değişiyor. Bir senin içindeki hisler, sanki demir atmış gibi olduğu yerde çakılı duruyor. Bin bir yol düşünüyorsun güya ama aslında bir arpa boyu bile gidemiyorsun; çözüme bir türlü varamıyorsun.

Belki biraz endişeleniyor, belki korkuyor, hatta kaçmak istiyorsun. Hiç olmazsa sığınmak, desteklenmek, bir omuza yaslanmak, güvenli bir kucakta dinlenmek istiyorsun. Adeta anneni/babanı/büyükanneni...çocukken seni saran, koruyan, güven veren kucak kiminki idiyse onu özlüyorsun. Şimdi yanında olsa, sana sarılsa, tüm bedenin yine o kucağa sığsa. Keşke bunlar mümkün olsa...

Ama olmuyor ve sen bu hislerin farkında bile olmadan, mümkün olan en yakın teskin ediciye, adeta refleks olarak uzanıyorsun. Çünkü insansın, herkes kadar haklı, haksız, bağımlı ve farkındasın. Bu hayatta bu şekilde yaşıyorsun, kimse senin hayatını yaşamadığı için, bu yolun seni nereye götürdüğünü bir tek sen biliyorsun.

Böylece… Yetişkinliğinde yerini dolduramadığın çocukluk hislerinin yerine, tüm o ihtiyacı gidermek niyetine eldekilere sarılıyorsun: Ya kocaman bir lokma ısırıyor, ya derin bir nefes çekiyor, ya sağlam bir yudum alıyorsun. Belki ekranda derdini unutuyor, belki oyunda kazanarak avunuyor, belki yedikçe güvende hissediyor, belki de hayatındaki köklü sorunların yerine, işindeki çetin sorunları ne pahasına olursa olsun tek tek çözüyorsun.

Belki hiç birine bulaşmadın bunların çünkü sen her şeyi kendi içinde yaşıyorsun. Gündelik temizliğini yaparken içinden konuşuyor, evle birlikte adeta kafandakileri de temizliyor; döktüğün her suda sanki içindeki öfkeyi, kızgınlığı ve kırgınlığı döküyorsun. E bundan ne çıkar ki? Diye diye, günde 5 kez temizlik maddesi soluyor, ellerini sudan çıkaramıyor, hiçbir şeyin yeterince temiz olduğundan emin olamıyorsun.

Daha çok sigara, alkol, madde gibi dışsal faktörlerle anılsa da, bağımlılık doğrudan içsel faktörlerle bağlantılı olan ve aslında kendini “davranış biçimi” olarak dışa vuran bir durumdur. Bağımlılık yapan maddeler elbette fizyolojin etkiler ve seni kendine alıştırır ancak bu maddelere başvurmak öncelikle senin içindeki bir mekanizmanın sonucudur. Ne de olsa evde arayıp da bulamadığın bir şeyi dışarıda aramak, hayatın akışında hep vardır.

Çocuklukta yaşadığın her durum, seni yetişkinliğinde bulur. Örneğin; ergenlik ve öncesi dönemde yoğun olarak yaşadığın olumsuz duygular, iletişim sorunlarına yol açar, ki iletişim sorunu çok çeşitli yönlerden hayatını olumsuz etkilediği gibi, cep telefonu bağımlılığının da başlıca sebepleri arasında yer alır.[1] Benzer şekilde eğer okul hayatın uzun bir kabus gibi geçtiyse, içinde yükselen olumsuz duyguların internet bağımlılığı ile sonuçlanması oldukça sık rastlanan bir durumdur.[2]


Erken yaşta yaşadığın olumsuz deneyimlerin derinliği, bağımlılığının çeşidi ve boyutunu doğrudan etkiler.[3] Çocukken yoğun şekilde maruz kalınan yüksek seviye uyaranlar (korku, şiddet, tehdit…vb); hipotalamus-hipofiz-adrenal eksenindeki strese karşı tepki mekanizmasında bozulmaya yol açar: Vücudunun strese karşı verdiği hormonal yanıtın azalır ve duygusal uyaranlarla başa çıkma yeteneğin körelir.[4] Bilimsel olarak, çocuklukta “hissedilen” ebeveyn tarzı / bakımı / desteği ile, yetişkinlikte yaşanan stresli duygularla başa çıkma yeteneği arasında anlamlı bir bağ olduğu ve tüm bunların, kişinin bağımlılık şiddetini etkilediği ortaya konulmuştur.[5]

Küçükken ailenin seni ihmal ettiğini hissetiysen, kavga ortamında büyüdüysen, psikolojik / fiziksel şiddet gördüysen ve/ya güven ortamını erken yaşta kaybettiysen; araştırmalara göre herhangi bir şekilde “bağımlılık geliştirme” ihtimalin oldukça olasıdır.[6] Yerine konulması güç olan bu kök duygular, senin çözümü dışarıda aramanı tetikleyebilir. Özellikle anneden erken ayrılmak, sigara ve alkol bağımlılığının en etkin faktörlerinden biri olabilir.[7]’[8]

Çünkü annen senin ilk bağımlılığındır.[9] Hayata geliş yolun, tüm hayatla bağlantın, ilişki kurmayı öğrenme kapın ve tüm duygular için ilk kaynağındır. Doğduğun anda fiziksel olarak, yaşamın boyunca ise duygusal ve zihinsel olarak annene (veya anne yerine koyduğun kişiye) bağımlı olursun. Belki de ne kadar kaçarsan kaç sonunda ona dönmen hep bundandır. Annenin sana davranış şekli, aranızdaki ilişki, desteği, kösteği, sevgisini gösterme(me) biçimi; hayatın boyunca adeta senin damarlarında dolaşır. Ondan erken ayrılmanın (sütten erken kesilme ve anne yerine konulan kişiden erken ayrılma dahil), sigara/alkol ve hatta madde bağımlılığını etkilemesi, sence şaşırtıcı mıdır? İçerideki duyguların yerini doldurmak kolay mıdır?


Babanı da es geçme. Yokluğu güven duygusunun, kötücül şekilde varlığı ise güvende olma duygusunun eksikliğine sebep olur ki bunlar da seni kendini güçlü/güvende hissettirecek bağımlılıklara yönlendirebilir.[10] Çocukken söyleyemediklerin, bir şekilde hak etmediklerin, babana karşı savunamadıkların seni doymak bilmez alışkanlıklara ve dolayısıyla bağımlıklara sürükleyebilir.[11]

Bunların dışında, sevilmek için dikkat çekmek zorunda olduğunu hissetmek, varlığının kabullenilmediğini düşünmek, çocukken kaçmak / unutmak istediğin bir şey yaşamış olmak, büyük bir çocukluk sırrı taşımak da senin bağımlı olma halini köklerinden besliyor olabilir.[12]

Her bağımlılık, ardında bulunan kök duyguyla temas etmemek için kullandığın bir paravandır.[13]

İster internet - telefon - iş - güç ya da temizlik - alışveriş bağımlılığı gibi davranışsal;

isterse de

· yemek,

· şekerli içecek,

· sigara,

· alkol,

· uyuşturucu bağımlılığı gibi maddesel olsun,

bağımlılıklar içerideki bir eksikliği doldurmak, kompanse etmek ya da fazla gelen duyguları bastırmak, göz ardı etmek için kullanılan birer araçtır.


Bağımlığından özgürleşmek için öncelikle bağımlı haline büyük bir anlayışla yaklaşman, tam da bu nedenle önemlidir. Onunla savaşmadan önce onu tanımayı deneyebilirsin. Bağımlılık halinin nelerden beslendiğini, kökünün nerede başlayıp, dallarının nerelere uzandığını görebilirsen; onu hayatında nereye taşımak ya da onunla nasıl vedalaşmak istediğini bulabilirsin.

Fizyolojik dengeyi derinden etkileyen uyuşturucu ve/ya alkol bağımlılığının her seviyesinde, uzman bir merkezden tıbbi destek alman esastır. Bunun yanı sıra ileri seviye davranışsal bağımlılıklarda da, uzman bir psikoloğun desteği çok önemlidir. Bu süreçlerden önce yol almak ya da bu süreçlerde dahi kendini bütüncül olarak desteklemek; seni güçlendirerek genel durumunun daha iyi seyretmesini sağlar.

İster tedavisi devam eden bir bağımlılığın, ister kurtulmak isteyip harekete geçemediğin bir bağımlılığın olsun; kendi içindeki kökleri görmek istersen, Heal&More®’da sana kendini en rahat hissettiğin şekilde ve senin istediğin seviyede destek olmaktan mutluluk duyarız.




Kaynaklar:

[1] https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0747563215302089 [2] https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0747563215001867 [3] https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0278584613002273 [4] https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0278584613002273 [5] https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0278584613002273 [6] https://www.health.harvard.edu/press_releases/child_abuse_neglect [7]https://www.researchgate.net/publication/283645640_Early_maternal_separation_may_induce_smoking [8] https://academic.oup.com/eurpub/article/27/4/723/2939511 [9] https://www.emotionsandbody.com/search/label/ADDICTIONS [10] https://www.emotionsandbody.com/search/label/ADDICTIONS [11] https://www.emotionsandbody.com/search/label/ADDICTIONS [12] https://www.emotionsandbody.com/search/label/ADDICTIONS [13] https://www.emotionsandbody.com/search/label/ADDICTIONS

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page