Yeterince nefes alamamak, sıkışmışlık, yorgunluk, tükenmişlik ve ağrıların içinden yeniden güçlenerek çıkmak. Neden yeniden güçleniyorsun? Güçlenmek demek muhakkak direnç göstereceksin ve iyi halin için sürekli mücadele içinde olacaksın demek değildir.
Seni böylesine yoran şey nedir?
Yorgunluk bedenin çeşitli metabolik düzensizliklerinin bir sonucu olarak kendini gösterir. Sürekli yorgun olması için bedeninin sana sürekli bu şekilde hissettirmek için özel bir efor sarf etmesi gerekir.
Enerjinin odaklanamaması, dağılması senin sürekli dağılıyor olmanın bir yansımasıdır. Zihinsel alışkanlığın, sinir sisteminin içinde bulunduğu durumlar hafızanın iyi çalışmasını ve konsantrasyonunu etkiler. Sürekli dağınık bir zihin sürekli hedeflerin ve izlenen yolların değişmesini beraberinde getirir.
Bilinçdışın senin bu huyunu fark etmişse; yani enerji kazandığında bu enerjiyi sürekli kararsız manevralara, başkalarının isteklerine, özetle mutsuzluğuna harcadığını görürse seni senden korumak için sana tükenmişlik geri bildirimi verme eğiliminde olur. Sosyal hayatın ve günlük koşuşturmanın yanı sıra, bağışıklık sistemini de etkileyebilir; uzayan hastalıklar, sürekli yeme isteği, aktivitesizlik, bitmeyen ağrılar…
Güçlü olmaya çalışmak yorar, olduğundan daha güçlü görünmek tüketir. Dünya’nın sana bastığın zeminden soluduğun havaya kadar her konuda destek olmasına izin vermek ise kolay ve rahatlatıcıdır.
Egon buna yer açmaya direnç gösterebilir, doğası ona bu tepkiyi vermeyi gerektirir. Sonu yorulmaya varan bu kısır döngüden nasıl çıkarsın? Döngüden çıkmana gerek olmadığını anladığında, artık o mücadeleyi verenin esas olan “sen” değil de sana öğretilmiş olan zihinsel tepkin olduğunu anladığında; özgürsündür.
Bunları bilmek biraz alan açabilir ama gerçek anlamda içselleştirmen için beynin başta olmak üzere hücrelerin buna izin vermelidir. Daha iyisi tüm vücudunla, aklınla, duygularınla ve sinir sisteminle iş birliği yapmaktır. Çünkü beynin başta olmak üzere tüm hücrelerini, herhangi bir şeye ikna edemezsin. Vücudun ve zihnini eğip bükerek kalıplara sokamaz, soksan dahi orada sürekli tutamazsın.
Beyninin ve sinir sisteminle iş birliği yapmak; nöroplastisite adımlarıyla başlar. Nöroplastisite hakkında dilimizde çok kaynak olmasa da, daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsin. Özetle; odağını değiştirerek beynindeki nöronların birbiriyle etkileşim sırasını yeniden oluşturmak ve bu şekilde nazikçe fiziksel yapısını değiştirmek diyebiliriz. Kendi kendini yeniden programlamak gibi...
Üstelik, bu sandığın kadar zor ya da karmaşık da değildir. Basitçe, tıpkı vücut kaslarını geliştirdiğin gibi, sinir sistemini de önce esnetmen sonra da istediğin yönde güçlendirmen yeterlidir. Beynin de vücudun gibi yeniden şekil alabilir. Yeni düşünce yollarını yeniden öğrenmek, zorlu bir disiplin değil, nazik bir işbirliği ile mümkündür.
Bunun nasıl mümkün olabileceğini öğrenmek istersen, soruların için ücretsiz bir ön görüşme randevusu alman yeterlidir: