Çok küçüktüm, zamanın nasıl geçtiğini umursamayacak kadar… bir yıl, iki yıl, çok yıl… hepsi birdi, o kadar küçüktüm. Bir gün şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: hayat ne kadar eğlenceli!
Tut ki deniz kenarında duruyorsun. Vakit akşamüstü olmuş. Gökyüzü tablo gibi, pembe, mor, turuncu... Dalgalar gelip gidiyor. Bulutlar dağılıyor. Kuşlar uçuyor. Manzara sürekli değişiyor. Bir senin içindeki hisler, sanki demir atmış gibi olduğu yerde çakılı duruyor. Bin bir yol düşünüyorsun güya ama aslında bir arpa boyu bile gidemiyorsun; çözüme bir türlü varamıyorsun.