Yaşadığın derin üzüntülerin kalbine şekil verdiğini (fiziksel olarak kalbinin şeklini değiştirdiğini) biliyor muydun?
“İşte tam o an tık etti kalbim! Tüm ümitlerim, heveslerim, hayallerim o tık’ta uçup gitti sanki. Onca zaman neyi beklemiştim, neye inanmış, neden ümit etmiştim? Bir insanın tüm gerçekliği, hayatla ilgili hisleri, hatta kendiyle ilişkisi bir anda ters-yüz olabilir mi? Olabildi işte… Hatta kalp krizi geçiriyorum sandım, acım o denli somuttu. Nefes alamadım, göğsüm sıkıştı! O bir tık’ta sanki kalbim gerçekten de bin parçaya kırıldı.”
Bu anı yaşadın değil mi? Çoğumuz hayatımızın bir aşamasında, derin bir hayal kırıklığı, büyük bir kayıp, şiddetli bir tartışma ya da biten bir ilişki sebebiyle tam da kalbimizden vurulmuş gibi acı hissettik. Bunu ne duygusal ne de fiziksel tam tarif edemedik belki, çünkü sebepler duygusal olsa da, acı gayet fizikseldi.
Bilime göre, yaşadığımız bu deneyimin ismi “kırık kalp sendromu”. (Bu sendromun kalpte sebep olduğu şekil değişikliği; Japon balıkçıların ahtapot yakalamakta kullandıkları vazoya benzer bir çeşit kapan olan “tako-tsubo”ya benzediği için, bilimsel verilerde “tako-tsubo sendromu” olarak da yer alıyor. Evet gerçekten de bu sendrom sırasındaki anlık kasılma sebebiyle kalbin sol alt kısmının dışa doğru fırlayan bir balon gibi şişmesi; kalp şeklinin bu kapan-vazoya benzeyecek şekilde değişmesine yol açıyor.[1],[2])
İsmi çok romantik gelse de, kırık kalp sendromu (stres-sebepli-kardiyomiyopati) aslında kalp hücrelerinin adrenalin, kortizol gibi stres hormonları tarafından sekteye uğratılması ve bu sebeple kalbin ana pompalama odası olan sol ventrikülün zayıflaması demek oluyor ve çoğu kez kalp krizi ile karıştırılacak kadar şiddetli olan bu durum olarak tanımlanıyor [3],[4]Belirtileri arasında;
şiddetli (duygusal veya fiziksel) stres sonrası oluşan göğüs ağrısı ve nefes darlığı,
kalp krizini taklit eden elektrokardiyogram anormallikleri,
kalp krizi benzeri belirtiler (sol ventrikülde hareket anormallikleri ve sol ventrikülün balonlaşması gibi) bulunsa da, koroner arter tıkanıklığına dair kanıt bulunmuyor ve fiziksel belirtiler genelde 1 ay içinde iyileşiyor.[5]
Harvard Üniversitesi, kırık kalp sendromunun;
ani tansiyon düşüklüğü, geçirilen ciddi ameliyat ve/ya hastalıklar, astım atakları ya da trafik kazaları kadar;
aile içi şiddet, uzun süreli uğranan haksızlıklar, beklenmedik kötü haber, şiddetli tartışmalar, finansal kayıplar, ani korku, aşırı panik ve bilhassa “bir sevgi bağının yitirilmesi (bu bağ insanla, hayvanla ya da sosyal çevre ile kurulmuş olabilir) gibi şiddetli duygusal streslerin sonucu olarak da meydana gelebildiğini tespit etmiş.[6]
Yani kalp, yüksek acı ile karşılaştığında, kanı bedene iletebilecek kapasitesi düşüyor ve tüm bedene hayat veren o kritik atımı yapamıyor.[7] Başka bir deyişle derin bir acı yaşadıktan sonra bazen yaşam enerjimiz gerçek anlamda tükeniyor çünkü kalbimizin bize hayat verecek gücü kalmayabiliyor.
Peki bu fiziksel olarak nasıl gerçekleşiyor?
“Üzüntüden Öldüm”!
Bu deyiş kulağa dırdır gibi gelse de bir noktada çok da gerçek bir durumu ifade ediyor. Vücudun hem pozitif hem de negatif strese verdiği tepki, vücut üzerinde çeşitli ve aşırı etkileri olabilen stres hormonlarının veya katekolaminlerin art arda salınması kardiyak sistemde (özellikle koroner arter ve/veya kardiyak hücrelerde) kardiyak işlev bozukluğuna yol açabiliyor.[8] Genel olarak anlık müdahale ile durum normale döndürülebiliyor olsa da, gerçek anlamda ölümcül olabilecek vakaların küçük bir yüzdesinde, bu kişiler gerçekten de kırık bir kalpten ölüyor.[9]
Üstelik 1990’da Japonya’da yapılan bilimsel bir araştırma, kırık kalp sendromu yaşayan kişilerin 90%’ının 58-75 yaş aralığındaki KADINLAR olduğunu ortaya koyuyor.[10]Yani evet, uzun zaman önce de kırılsa, kalp kırıklıkları somut derecede kalıcı olabiliyor. (Tam burada dileyenler için ufak bir “anneleri / büyük anneleri arama” molası verelim. Ayrıca bu konuda daha somut örnekler isteyenler için, şuraya Science Direct dergisinde yayınlanmış olan yaşanmış bir hikayeyi bırakıyorum.)
Her ne kadar kırık kalp sendromunda anlık müdahale hayat kurtarıcı olsa da, esas iyileşme, hele de vakaya yol açan sebepler fiziksel değilse, ancak stres kaynağının tespit edilip kökten tamiri ile mümkün olabiliyor.
“Yarım Elma, Gönül Alma”
Bu gibi duygu durum kaynaklı vakalarda, eğer konu kişinin kaybettiği ilişkide gördüğü uzun süreli haksızlıkları içeriyor ise, bilimsel araştırmalara göre “affetmek için bilinçli adımlar atmak” gerçekten de kalpteki fiziksel semptomların iyileşmesinde oldukça etkin bir rol oynuyor.[11] Bu araştırmaların detayını şurada okuyabilirsiniz.
Ancak buradaki “affetme” eyleminin; yanlışı mazur görmek, adaletten vazgeçmek ya da hiçbir şey olmamış gibi kendiliğinden barışmak olmadığını iyice idrak etmek gerekiyor.
Affetmek, kişinin kendisini kıran insanlara/durumlara karşı içten içe gücenmeyi devam ettirmek yerine; kendisini bu duygusal yükten özgürleştirmeyi ve nötr (yerine göre pozitif) hisler içinde bulunmayı bilinçli olarak seçme ve sürdürme halidir. Bize inatla empoze edildiğinin aksine, sabır ve fedakarlık bu noktada işe yarayan erdemler değildir. Affetmek; kişisel sınırlarımızı net bir şekilde çizerek karşı tarafa bir defalığına “affetme erdemimizi” sunma halidir.
Peki bunu nasıl uygulayabiliriz?
1- Bu işin kısa sürmeyeceğini ama sonunda etkilerinin kalıcı olacağını aklınızdan çıkarmayın.
2- Size haksızlık eden kişinin, bu eylemlerinden (ve sizinle olan ilişkisinden) çok daha fazlası olduğunu görmeye ve sonrasında bunu idrak etmeye çalışın. Bunu yapmaya çalışırken kendinize karşı nazik ve anlayışlı olmaya çalışın ama anıların getirdiği duygusal dramlara kapılmayın.
3- Karşınızdaki kişinin insani yanlarını görebilmek (artısıyla eksisiyle beşer şaşar bir insan olduğunu kabul etmek), kalbinizin onu kabul etmesini kolaylaştıracaktır.
4- Böylece bu kişiyle yaşadıklarınızın (bakın kişinin değil, onunla yaşadıklarınızın) sizde yarattığı acıyla yüzleşebilirsiniz. Bu yüzleşme, acınızın sebebi olarak karşı tarafı görmeniz sebebiyle ona karşı her defasında daha da yoğun olarak vereceğiniz duygusal tepkilerin sakinleşmesini ve böylece aranızdaki tahriş olmuş ilişkinin daha kötüleşmemesini sağlayacaktır. (Bunu neden ben yapıyorum, suçlu o, o yapsın demek sizi sadece çözümsüzlüğe ve daha çok kalp sorununa götürür.) Acıyla yüzleşmek iyileştirici bir etkiye sahiptir: Karşınızdakinin de yaşadıklarını anlamaya başladığınız anda iyileşme gerçekleşir.
5- Bu adımları istikrarlı şekilde atmaya devam etmenizin sonucunda, belki uzun bir süre sonra bile olsa, affetmeye çalıştığınız kişi/durum hakkında başkalarına iyi bir şey söylemeyi deneyin. Bunu rahatça yapabildiğinizi gördüğünüzde, bu hayatınızın bu kısmı için duygularınız nötrlenmiş ve artık bu hikaye sebebiyle kırık kalp sendromu yaşamaktan kurtulmuşsunuz demektir. Geçmiş olsun! 😊
--------------------------------------
Kırık Kalp ve Affetme Üzerine Yapılan Bilimsel Araştırmalar:
2006’da yapılan bir araştırma; gördükleri psikolojik şiddet ve duygusal taciz sonucunda eşlerinden en az 2 sene önce ayrılmış olan kadınların, 2 sene sonra bile hala özdeğer eksikliği, travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve anksiyete yaşamakta olduklarını ve bu semptomların 8 ay süren bir “affetme” terapisi sonucunda düzelme gösterdiğini ortaya koyuyor.[12]
2009’da kalp hastası olan 17 yetişkin erkekle yapılan bir başka kardiyak araştırmada ise; kendilerine karşı yıllar önce meydana gelen derin adaletsizlikleri hala hatırlıyor olan katılımcıların, bu adaletsizliklere karşı hala daha güçlü duygusal tepkiler verdikleri ve bu tepkilerin kalpteki kan akışının azalmasına neden olduğu belirleniyor. Yani, şiddetli ve yoğun yaşanan duygular hatta yıllar önce meydana gelmiş bir durumdan kaynaklanıyor olsa dahi kalp işlevini fiziksel olarak hala etkilemeye devam edebiliyor.
Araştırma sonuçları ayrıca affetmenin “öğrenilebilir” bir durum olduğunu ve affedebiliyor olmanın daha az öfkelenmeyi sağlıyor olmakla kalmayıp, aynı zamanda kalpteki kan akışının artmasına da sebep olduğunu ortaya koyuyor.[13]
Araştırma detayları şu şekilde: 2009’da kalp hastası olan 17 yetişkin erkekle bilimsel bir araştırma yapılıyor. Bütün katılımcının ortak özelliği olarak, tümünde de öfke kaynaklı miyokardiyal iskemi" semptomları bulunuyor. Yani hastaların kendilerine yapılan büyük haksızlıkları hatırladıklarında, kalbe giden damarlarda daralma yaşadıkları tespit ediliyor. Araştırmacılar gruptaki 9 erkeği affetme egzersizlerine yönlendirirken, 8’ini de kontrol grubu olarak tutuyor (yani bu 8 kalp hastası erkeğe araştırma süresince hiçbir müdahalede bulunulmuyor.)
10 haftalık araştırma süresince, 9 kişilik gruba 10 hafta boyunca her haftada 1 saat “yaşadıkları haksızlıklarda sorumlu tuttukları kişileri/durumları affetme egzersizleri” uygulatılıyor. 8 kişilik grup ise kendi sağlık kurumlarınca verilen “standart kalp sağlığı” eğitimlerine katılıyor.
10 hafta sonra yapılan takip testinde, 17 kişiye de yaşadıkları derin haksızlık yeniden hatırlatıldığında, affetme egzersizi yapan 9 kişinin kalp damarlarının test boyunca, bu egzersizleri yapmayan 8 kişiye oranla daha açık kaldığı tespit ediliyor. Üstüne üstlük bu 9 kişi testten sonraki 10. Haftada dahi kendilerini daha az öfkeli ve daha kolay affedebilen bir halde hissettiklerini söylüyor. Böylece araştırma sonuçları, affetmenin “öğrenilebilir” bir durum olduğunu ve affedebiliyor olmanın daha az öfkelenmeyi sağlıyor olmakla kalmayıp, aynı zamanda kalpteki kan akışının artmasına da sebep olduğunu ortaya koyuyor.[14]
--------------------------------------
Yaşanmış ve Yayınlanmış Bir Kırık Kalp Vakası:
“Hikayemizin kahramanı olan kadın, henüz 47 yaşında olan tek oğlunu ani bir kalp krizinden kaybetmişti. Oysa oğlunun genel sağlık durumu gayet iyiydi. Kadın Miami'de yaşıyordu ve oğlu New York'ta vefat etmişti. Şiddetli bir kasırga Miami'yi vurmuş olduğu için oğluna ulaşması ve onu toprağa vermesi günler aldı. Uçuşları ertelendikçe kaygısı derinleşti, define yetişemedi ve tüm o süreçte gözyaşları akmaya devam etti. Sonunda New York’a ulaştığında kalbi o kadar kırıktı ki, dini inançlarının aksine, son kez veda etmek ve kaybettiği kişinin gerçekten de oğlu olduğundan emin olmak için mezarını açtırdı.
Sonraki 4 ay boyunca kadın asla tam olarak iyileşmedi. Yaşadıklarına inanamayarak, isyan ederek ağladı. Nedenini defalarca sorguladı. Kocasından, hayatta kalan diğer yetişkin çocuklarından ve arkadaşlarından uzaklaşmaya başladı. Sadece en iyi arkadaşı olan torunuyla zaman geçiriyordu. Sanki biliyordu... kalbi kırılıyordu.
Kısa süre önce check-up için doktora gitmişti. O zamanlar her şeyin yolunda olduğu tespit edilmişti. Ama artık öyle değildi, kalbinin iyi olmadığını hissetmekteydi. Ve tek oğlunun öldüğü güne 4 ay kaldı, o da yere yığıldı ve öldü. Ölüm belgesi ölüm nedeni olarak ne gösterirse göstersin biliyorduk; onu bu dünyadan götüren şey kırık bir kalpti…”[15]
Kaynaklar: [1] https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1546084316300098 | Golabchi & Sarranfzadegan, 2011 [2] https://www.health.harvard.edu/heart-health/takotsubo-cardiomyopathy-broken-heart-syndrome [3] https://www.hopkinsmedicine.org/health/conditions-and-diseases/broken-heart-syndrome [4] https://www.health.harvard.edu/heart-health/takotsubo-cardiomyopathy-broken-heart-syndrome [5] https://www.health.harvard.edu/heart-health/takotsubo-cardiomyopathy-broken-heart-syndrome [6] https://www.health.harvard.edu/heart-health/takotsubo-cardiomyopathy-broken-heart-syndrome | Prasad A, et al. American Heart Journal (2008), Vol. 155, No. 3, pp. 408–17; others. [7] https://www.health.harvard.edu/heart-health/takotsubo-cardiomyopathy-broken-heart-syndrome [8] https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1546084316300098 [9] https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1546084316300098 [10] https://www.health.harvard.edu/heart-health/takotsubo-cardiomyopathy-broken-heart-syndrome [11] https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-forgiving-life/202202/what-is-broken-heart-syndrome-and-what-is-one-way-out-it#:~:text=Broken%20Heart%20Syndrome%20is%20a,and%20even%20sudden%20chest%20pains. [12] https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-forgiving-life/202202/what-is-broken-heart-syndrome-and-what-is-one-way-out-it#:~:text=Broken%20Heart%20Syndrome%20is%20a,and%20even%20sudden%20chest%20pains. Reed & Enright (2006) [13] https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-forgiving-life/202202/what-is-broken-heart-syndrome-and-what-is-one-way-out-it#:~:text=Broken%20Heart%20Syndrome%20is%20a,and%20even%20sudden%20chest%20pains. Waltman et al. (2009) [14] https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-forgiving-life/202202/what-is-broken-heart-syndrome-and-what-is-one-way-out-it#:~:text=Broken%20Heart%20Syndrome%20is%20a,and%20even%20sudden%20chest%20pains. [15] https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1546084316300098
Comments